24 Mayıs 2008 Cumartesi

Kadınlarda azalmış cinsel istek bozukluğu

Kadınlarda azalmış cinsel istek bozukluğu

Kadınlarda azalmış cinsel istek bozukluğuPsikiyatrik sınıflandırma sistemi olan DSM ( PSiKiYATRiK TANI KiTABI ), azalmış cinsel istek bozukluğu, sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde, cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması ya da hiç olmaması olarak tanımlanmakta. Bu tanımlamayla birlikte, bu tanının konulabilmesi için klinisyenin, kişinin yaşı ve yaşam koşulları gibi cinsel işlevselliğini etkileyen etkenleri göz önünde bulundurarak cinsel isteğin azaldığı ya da hiç olmadığı yargısına varması gerektiği vurgulanmaktadır. Azalmış cinsel isteği değerlendirmek, kültürel, sosyal, dini, psikolojik ve bedensel bir dizi etkenle son derece karmaşık bir etkileşim içerisinde olması nedeniyle ciddi güçlükler içerir.
Cinsel isteği değerlendirmede ölçünün ne olacağı uzun yıllardır tartışılmaktadır. Geçmişte temel ölçü, cinsel birleşme sıklığı, cinsel düşünce, fanteziler ve orgazm ile sonlanan cinsel etkinlik sayısı gibi cinsel davranışlar temel alınmaktaydı. Sonraki yıllarda kişinin cinsel ilgi ve isteği de eklendi. Leiblum ve arkadaşları cinsel isteği değerlendirmede varolan cinsel etkinlik sıklığı kadar ” gerçekte istenilen, ideal cinsel istek sıklığının ” önemini vurguladılar. Buna göre boşanmış, yaşı ilerlemiş ya da bedensel hastalıkları , sakatlıkları nedeniyle partner bulma sorunu olan kişilerin böyle bir değerlendirmeye tabi tutulmaları çok daha uygun bulunur. Azalmış cinsel istek bozukluğu bulunan kadınlarda bu sorun puberte döneminden (11 - 15 yaşlar ) başlayarak gelişebileceği ve global olarak bütün cinsel etkinlikleri kapsayabileceği gibi, yaşamın herhangi bir döneminde depresyon, psikolojik travma ya da ilaç kullanımı gibi belirgin bir olay ya da duruma bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Ayrıca cinsel istek azlığı, özel olarak belli bir duruma ya da kişiye özgü olabilir. Ayrıntılı cinsel öykü ve değerlendirme önemlidir.
Cinsel istek sıklığı herkes için farklıdır, bunun bir normali ya da standartı bulunmamaktadır. Önemli olan nokta, çiftin istek frekansının birbirine yakın olmasıdır. Böyle olmadığı durumda daha nadir cinsel birliktelik isteyen partnerin azalmış cinsel istek bozukluğu olduğunu öne sürmek doğru olmaz. Bu durumda ortada bir sorun vardır, ancak bu sorun sıklık uyumsuzluğudur.
UYARI:Bu sayfadaki metin sadece bilgilendirme içindir. Hiçbir zaman kendikendine tanı ve tedavi amacını taşımaz. Herhangibir sağlık probleminiz varsa mutlaka Doktorunuza danışmanız gereklidir.

Hiç yorum yok: