30 Mayıs 2008 Cuma

Cinsel Şiddet

Cinsel Şiddet



Fiziksel şiddete uğrayan kadınların büyük bölümü cinsel şiddete de uğruyor. Kadınların çoğu dayaktan sonra zorla cinsel ilişki ve ters ilişki kurmaya zorlanıyor, itiraz ettiklerinde ise, tecavüz ediliyorlar.
Herhangi bir cisimle, kadının cinsel organına saldırıda bulunmak da kadına yönelik cinsel şiddet türlerinden. Şiddet uygulayan bazı erkekler süpürge sapı, mısır, salatalık, şişe vb. cisimleri vajinaya sokmak yoluyla kadına işkence yapıyorlar.
Evlilikte Tecavüz - Dayaktan sonra her üç kadından ikisine koca tarafından tecavüz ediliyor, her altı kadından biriyle zorla (anal ilişki) ters ilişkide bulunuluyor. Kadınlar, kocanın ters ilişki teklifini kabul etmediklerinde, çok yoğun bir biçimde şiddete uğruyorlar.
Fuhuşa Zorlamak - Kocaların kendi seçtikleri başka erkeklerle karılarının cinsel ilişkiye girme talebi ve talepleri kabul edilmediğinde, dayaktan sonra erkeklerin tecavüzüne uğraması da sanıldığı kadar nadir rastlanan durum değildir.
Tecavüz Sonucu Evlilikler - Kaçırılarak tecavüze uğrayan ve ailesinin zoruyla evlendirilen kadınlar da var. Bu da kısacası ömür boyu cinsel tacize yol açmaktadır. Aileler, "bekareti bozulan", başkasına "satamayacaklarını" düşündükleri kızlarını zorla, hatta döverek, eve kilitleyerek tecavüzcü ile evlenmeye zorluyorlar. Tecavüzün travmasıyla cinsel isteksizlik duyan eşine, fiziksel şiddet uygulayarak tecavüz etmeye devam ediyor. Tecavüzcü erkek, cezalandırılmak yerine, ailenin zoruyla mağdur durumdaki kızla evlendirilerek ödüllendiriliyor ve bu kadına ömür boyu, dayakla tecavüz etme hakkını elde ediyor.
Şiddete Uğrayan Kadınların Ruhsal Durumları
Had safhada korku.
Ürkeklik, sessizlik ve çekingenlik.
Eşinden korktuğunda başlayan titreme krizi. Uykusuzluk.
Bitkinlik, halsizlik, seslere karşı aşırı tepki.
Baş dönmesi, ayakta duramama. Unutkanlık.
İrkilme, çarpıntı, öfke patlamaları.
Aşırı yorgunluk.
Umutsuzluk.
Sık sık çarpıntı hissi.
Kendini suçlama.
Perdeleri açma korkusu.
Yalnız sokağa çıkamama.
Geleceğe yönelik plan yapamama.
Güvensizlik, düzgün cümleler kurmakta zorlanma.
Yalnızlık hissine kapılma.
Konuşurken gözle iletişim kuramama.
Solgunluk, bezginlik.
Sık sık ağlama krizleri.
Hayata karşı ümitsizlik.
Şiddet Uygulayanlar Nasıl Erkekler
Şiddet uygulayan erkeklerin, yalnızca, "hasta ruhlu ve alkolik" olduğunu düşünenler büyük hata yapmış olurlar. Hepsi normal, bildik, tanıdık biçimde davranan erkekler. Çoğunlukla kadınlar şiddet uygulayan kocalarını "dışarıda melek" olarak tanımlıyorlar. Hatta bazıları, bu nedenle ailesine ve dostlarına, şiddete uğradığını söyleyemediğini, kendisine inanmayacaklarından emin olduğunu ifade ederler.
Alkol kullanımı şiddeti iki yönlü etkiliyor. Alkollü olduklarında erkekler, daha "rahat ve fütursuzca" şiddet uygulayabiliyorlar ve şiddeti alkolün arkasına sığınarak açıklayabiliyorlar. Ancak, alkol şiddetin kaynağı değil erkeklerin kullandığı bir araçtır.
Şiddet uygulayan erkeklerin yaşları, 16-78 arasında değişiyor.
Bu tarz erkeklerin büyük bölümünün gelir getiren bir işi var. Gelir getiren faaliyetleri olanların büyük bir grup oluşturması, toplumun şiddet uygulayanların "işşiz, bir baltaya sap olamamış" erkekler olduğuna dair ön yargısını geçersiz kılıyor.
Şiddet uygulayanlar mühendis, doktor, mali müşavir ve sanatçılar; döviz bürosundan lokantaya, pazarcılıktan market işletmeciliğine, tesisatçılıktan marangozluğa, küçük imalatçıya kadar çok değişik işte çalışan, esnaflar, polis, bekçi, zabıta gibi kamu kesiminde çalışanlar, büro elemanları, inşaatçılar, muhasebeciler; her meslek grubundan ve her kesimden erkekler.

EVDEKİ TERÖR Kadına Yönelik Şiddet

TECAVÜZ: İKTİDAR AMAÇLI CİNSEL SALDIRGANLIK
Saldırganlık bir kişi veya grubun bir kişi veya gruba, onların isteği dışında, onları incitebilecek, zarar verebilecek davranışlara yönelmesi olarak tanımlanabilir.
Saldırganlıkta bir güç ilişki vardır. Saldırı güçsüz ve zayıf konumda olanlara daha güçlü ve egemenliği ellerinde tutan kişiler tarafından yöneltilir. Çok uzun zamandır yaşamlarının farklı alanlarında denetlenen ve güçsüz konumuna sıkıştırılmış bir cins olarak kadınlar, ekonomik, sosyal, psikolojik ve cinsel aşağılanmalarla karşı karşıyadır.
Bu genel tanımdan, kadınlara yönelik şiddete geçtiğimizde, şiddetin, kadınların yaşamlarının her alanında yaygın olarak gözlenebilir ve bütün kadınların karşılaştığı bir dizi olgudan oluştuğunu görürüz. Kadınlara yönelik şiddet olaylarını ırza geçme, ensest, fahişelik, pornografi ve en yaygın ve "meşru" kabul edilen biçimi olan eş dövme başlıkları altında toplayabiliriz.
Aslında erkeklerden kadınlara yönelen bedensel, psikolojik, cinsel saldırılar onlara yöneltilmiş aşağılama ve güç gösterme yollarıdır.
Irza Geçme
Irza geçme, saldırganlığın ağır bastığı bir cinsel saldırı. Erkeğin bir kadın veya erkekle onun isteği ve rızası dışında, güç kullanarak, korkutarak veya ilaç-alkol gibi bir madde ile yargılama yeteneğini etkileyerek ya da rıza gösterme yaşının altınd olan bir çocukla yaptığı cinsel girişimlerin tümü ırza geçmedir. Olayın suç sayılması için cinsel organlara dokunulması gerekir ancak erkek cinsel organının girmesi (penetrasyon) veya boşalması (ejekülasyon) zorunlu koşul değildir. Irza geçme eylemi hemen daima, bir erkek tarafından bir kadına yönelik, ama daha seyrek olarak da erkekler arasında olabilmektedir.
Hangi kadınlar, hangi koşullarda cinsel bir saldırı ile karşılaşma riskine sahiptir?
Bu risk 15 aylıktan 82 yaşına kadar kısaca her yaşta kadınlar için vardır. Ama cinsel saldırı en sık 16-19, daha sonra 20-24 yaş arasında yaşanıyor. Olayların yarısı tamamen bir yabancı tarafından, kalan yarısı ise az veya çok tanıdıkları bir erkek tarafından gerçekleştirilmektedir. Kaptanoğlu'nun (1987) 89 erkekten oluşan araştırmasında, ortalama 18 yaşında olan kadınların yüzde 69'u kendilerine saldırıda bulunan kişiyi tanımaktaydı (%16 arkadaşlık, %27 komşuluk, %19 kanbağı).
Neden Kadınların Irzına Geçilir?
Başında söylediğimiz gibi kadınlara yönelik şiddet, egemenlik kurmanın bir aracı. Ama ikinci bir düzeyde, bu egemenlik, başka bir biçim altında ortaya çıkabiliyor.
Irza geçen erkeğin, aslında erkeklerden korktuğu, bu korkusunu yenmek için bir misilleme olarak kadınlara karşı şiddet yönelttiği görüşü, farklı bakış açılarınca en çok paylaşılanı. Daha önce suç öyküsü olmayan erkeklerin, bazı durumlarda toplu olarak işgal edilen yörenin kadınlarına tecavüzde bulunması ve bu durumun "mubah" kabul edilmesi, aynı bakışın bir uzantısı olarak düşünülmelidir. Kadınlara uygulanan cinsel saldırılar aracılığıyla, savaşan erkeklerin korkuları azaltılıp, güçlülük duygusunu ve askerler arası birliğin artması sağlanmaktadır.
Abel ve Blanchard (1978) cinsel suçlar nedeni ile mahkum olmuş erkeklerde yaptıkları çalışmada bu erkekleri belirleyen üç özellik tanımlar:
Şiddet/zor kullanmayı içeren, sapmış bir cinsel uyarma vardır.
Kadınların şiddet uygulanmasından keyif aldıkları inancı gibi, kadın cinselliğine ilişkin çarpık varsayımları vardır.
Karşı cinsle ne zaman ve hangi koşullarda ilişki kurabileceğine ait becerileri eksiktir.
Irza geçme olgularının kadınlar tarafından çok kere bildirilmemesini, kadınların aslında olayları kışkırttığı ve saldırıdan zevk aldığı düşünceleri ile açıklayan, sınanmasına bile gerek görülmemiş önkabuller hüküm sürmektedir (Penfold ve Walker 1984).
Aslında özellikle Freud'dan sonra çok kabul gören, kadınların şiddet kullanılmasından keyif aldıkları düşüncesi, belki bir grup kadın için fantazi düzeyinde geçerli olabilecek, özel ve yaygınlığı bilinmeyen bir mittir. Kadınların kuyruk salladığı, açık saçık veya karanlıkta dolaşarak ya da başka yollarla erkekleri kendilerine saldırmayı kışkırttığı görüşünün de geçerliliği yoktur.
Kadınların olayı duyurmaması çok nedenlidir. Zaten bedensel ve ruhsal bir örselenmeden geçmiş olan kadının, mağdur olduğu halde ispat etmesi yükümlülüğü vardır. Durumunu kanıtlayabilse bile, toplumun, hatta ailesinin gözünde değerini yitirebileceği, düşmüş kadın olarak kabul edilmese bile değerinden bir şeyler yitirmiş olarak görüleceği korkusu, dayanaklı olan bir endişedir. Bu durumdan kurtulması için bekar olan bir kadına kendisine saldıranla evlenmesi önerilir ve bu evliliğin beş yıl sürmesi halinde saldırgan hiçbir bedel ödemek zorunda kalmayacaktır.
Cinsel Bir Saldırı Yaşayan Kadını Neler Bekler?
Olay yaşanırken, ilk aşamada çok şiddetli bir panik hali ile birlikte hayatta kalma endişesi, hatta mücadelesi vardır.
Iza geçmenin, kadının yalnız kişiliğine ve cinselliğine değil, somut anlamda bedenine yönelik fiziki bir saldırı da olduğu düşünülürse basit yara bere, çürükten, ivedi bir tıbbi yardımın zorunlu olabileceği kırık, çıkık, kanama vb'nin de tabloya eklenmesi beklenebilir.
Olayın hemen ardından, kişiye göre şiddeti ve süresi değişebilen ama sıklıkla ilk birkaç ay için kişinin yaşamında egemen olan özel bir tablo, "Travma Sonrası Stres Bozukluğu" tablosu sergilenir". Bu devrinin özelliklerini sıralarsak:
Saldırı olayının tekrar tekrar yaşantılanması, konu il ilgili hayaller ve kabuslar, olayın yaşandığı ortamlara benzer koşullarda onu sembolize eden bir olayla karşılaşıldığında şiddetli ve kaygı durumları.
Saldırı ortamına benzer durumlardan kaçınma eğilimi ve ortama uygun biçimde tepki vermekte donukluk.
Yeni ilişkilere kuşkulu bakma, bedensel zarar görme endişesi önde olmak üzere yaygın korku ve güvensizlik içinde, sürekli bir alarm halinin yaşantılanması.
Yaygın ağrı, uyuşma, uykusuzluk, iştahsızlık, yorgunluk gibi bedensel zorluklar.
Özetle, ırzına geçilen kadınlar, hem bedensel hem psikolojik boyutları olan ciddi bir travma yaşarlar. Yukarıda sayılan psikolojik zorluklar bir bölüm kadında bir yıl içinde yavaş yavaş azalabilir. Ancak, gözlemler ve bazı çalışmalardan edinilen kanıtlar yaşanan zorlukların her zaman kolay kolay geçmediğini, bir yılla sınırlı kalmadığını göstermektedir. Kadınların yarısının 30 ay sonra hala sokağa çıkmaktan korktukları veya yalnız çıkmadıklarını, sosyal ilişkilerinin olay öncesine göre belirgin biçimde aksadığını, kaygılı ve sıkıntılı olduklarını göstermektedir. Cinsel isteksizlik, cinsel uyum güçlüğü gibi cinsel zorlukların ise çok daha uzun zaman yaşanan zorluklar olduğu anlaşılması kolay bir durumdur (Wirtz, Harrell 1987).
Ne Gibi Önlemler Alınabilir?
Irza geçme, kadınları çok yönlü etkilediğine göre, önlemleri de çok yönlü olmalıdır.
Irza geçme olguları ile birlikte düşünülen, kanıtlanmamış ve geçerliliği olmayan mitlerin yıkılabilmesi amacıyla tabu bir konu olmaktan çıkartılması mücadelesi verilmeli.
Evli-bekar, "sahipli-sahipsiz", daha önce cinsel deneyimi olan-olmayan fahişe ayrımı yapılmaksızın, ırza geçilme olayını yaşayan tüm kadınlar aynı değerler sistemi içinde ele alınmalı.
Hücum eden kişinin eski bir sevgili, arkadaş, koca, bir tanıdık veya akraba olması durumu kadının durumunu kuşku ile karşılamaya yönelik bir kanıt olarak kabul edilmemeli.
Kadının mağduriyetini kanıtlaması yerine, tecavüz edenin suçsuzluğunu kanıtlama zorunluluğu, yani ispat yükünün yer değiştirmesi sağlanmalı.
Cinsel bir saldırı ile karşılaşan kimseler utanç, şaşkınlık, korku veya öfkesini ayarlayamama endişesi ile yaşanan travmayı aktarmak ve kanıtlamak işlemleri sırasında yeniden zorluk yaşamaktadır. Bu nedenle, zorunlu bilgilerin edinilmesi için konuyu yakından tanıyan ve nasıl müdahale edileceğini bilen özel eğitimden geçmiş polis, hukukçu, doktorlar yetiştirilmeli.
Kriz sırasında ve daha sonra, bedensel, davranışsal, cinsel zorluklara çok yönlü bir yaklaşım gerekmektedir. Bu yaklaşımda etkili öğelerin neler olduğunu belirlenmesi ve kullanılması gerek. Bilinç yükseltme ve "kendine yardım" gruplarının, "üstüne gitme" tedavilerinin ırza geçme olgularını onarmadaki yerlerinin incelenmesi, akla gelen ilk önlemler içinde sayılabilir.
Kaynak
Şahika YÜKSEL
KADINA YÖNELİK ŞİDDET/EVDEKİ TERÖR
MOR ÇATI
ERKEKLER VE TECAVÜZ KONUSU
TECAVÜZ KONUSUNDA ERKEKLERİN SORUMLULUKLARI
Maalesefki çoğu erkek tecavüz konusunda bir sorunun olduğunu inkar etmekle kalmayıp, tecavüz konusunda onlara herhangi bir sorumluluğun düşmediğini iddia etmektedirler. Kısacası erkekler tecavüzü "kadının sorunu" olarak görmektedirler.
Tecavüz gerçeğinin hepimizin hayatını etkilediğini artık erkekler de görmelidirler. Erkeklerin ve kadınların saldırıya uğradığı bu dünyada, erkeklerin de bu acı gerçeği duymamazlıktan gelmemeleri gerekir. Dolayısıyla, tecavüz sadece "kadın sorunudur" düşüncesi erkekler için artık geçerli olmaması gerekir. Kadınlar, tecavüze uğrasalarda uğramasalarda tecavüz olayından doğal olarak etkileniyorlar, erkekler tecavüz etselerde etmeselerde bu olaydan etkileniyorlar.
TECAVÜZCÜLER NEREDEN GELİYORLAR?
Acı gerçek 1 - erkekler tecavüz eder. Bizi bu gerçekten hiçbirşey uzaklaştırmamalıdır. Tarihten günümüze kadar erkekler bu gerçeği inkar etmişlerdir. Gerçek 2 - tecavüzcüler toplumsal bir sorundur ve toplumun tüm fertleri bu sorumluluğu üzerlerine almalıdırlar.
Gerçeklerin görülmesi ve sorumlulukların alınması çoğu erkek için güçtür. İnkar etmeler, savunmaya geçişler artık erkekler için yeterli kabul edilmeyecektir.
CİNSEL OBJELER CİNSEL HEDEFLERİ OLUŞTURUR
Hiç kimse tecavüzcü olarak doğmaz, onlar tecavüzcü haline getirilir. Tecavüzcüleri yaratan kültür ve toplumlar, kadınları da yaratır.
Bazı erkekler neden tecavüz eder de bazıları etmez sorusuna cevap ise iki kesiş noktalarında belirlenir; tavır ve davranışlar ve şiddet ve erkek olmak. Erkeklerin hepsi bu kesiş noktalarına bağlıdır çünkü erkek olarak bunlarla büyüyorlar.
Erkekler birlik olabilse, tecavüz konusuna son verebilirler. Ama maalesef şu anda tek birlik olan gurup tecavüzcü erkekler.
ERKEKLER KADINLARA KARŞI KULLANILAN ŞİDDETE İSTESELER SON VEREBİLİRLER!!!
ÖZYUVADAKİ TECAVÜZ
"Tecavüz" ve "tecavüz eden"..... Bu sözleri kim hoş karşılar? Duyunca irkiliriz, dehşete kapılırz. Tecavüz eden insanları, farklı fantaziler içinde ama, hemen daima tanıdık-bildik, eş-dost erkeklerden farklı olarak hayal ederiz. Bizim çevremizdeki, ailemizdeki erkeklerden çok farklı, muhtemelen iri yarı, gece karanlıkta, tenhada karşımıza ansızın çıkan birileridir. Belki de evin kapısını kırıp eve girmiştir.
Ama üzgünüm ki, bu bir yanılsama. İnanılması güç ama sayılar gösteriyor ki, kadınlara en çok kocaları tecavüz ediyor. ABD'de yapılan toplumsal bir taramada, her yedi kadından birine kocalarının tecavüz ettiği tanımlanmıştır. Evlilikte zorbalık yolu ile cinselliğin dayatılmasının evlilik tarihi kadar eski bir geçmişi var. Ama evli olan bir erkeğin, kendi karısının ırzına geçebileceğinin sürülmesi oldukça yeni ve çelişik bir kavram.
Evlilik anlaşması içinde tarafların cinsel yakınlık, cinsel ilişki kurması "yasal" ve "normal" olarak görülüyor. Bu durum, yasal bir zeminde işlenen bir suçu, saldırganlığı gündeme getiriyor. Bu tartışmanın gündeme gelmesi için iki önkabul zorunlu. Kadının bir mal olmadığı, kadın bedeninin salt kendine ait olduğu ve kendi istediği gibi ve istediği zaman dokunulabilir olduğu. Diğeri, "özgür onam" veya eskilerin deyişi ile "rıza" kavramı. Özgür onam, tarafların o konuda oy birliği ile karar verip anlaştıkları, gönüllülük esasına dayanan bir anlaşmadır.
Tecavüz Nedir?
Cinsel istek denetlenebilir, yönlendirilebilir, ertelenebilir bir dürtüdür. Tecavüzde, saldırgan cinsel davranışta, bazı cinsel motifler olmakla birlikte, temel etken öfke, düşmanlık ve gücün ifade edilmesidir. Tecavüz edenlerin bir bölümünde ise zarar verme gibi sadistik motifler ön planda olur. "Uyarılmış bir erkek" için tecavüz, cinsel isteğin engellenemez bir sonucu değildir. Kısaca, tecavüz cinselliğin değil, saldırganlığın ifadesidir.
Bir kadınla (kişi ile) onun isteği dışında kurulan tüm cinsel yakınlıklar tecavüzdür;
İçki veya başka bir ilaç-madde etkisi altında olup, cinsel bir yakınlık kurmakla ilgili karar verebilecek durumda olmayan bir kadınla (kişi ile) kurulan ilişkiler tecavüzdür;
Bir kadının (kişinin) fiziksel güç kullanmakla tehdit edilerek sokulduğu cinsel yakınlıklar tecavüzdür;
Bu sayılan durumlarda veya benzer koşullarda cinsel yakınlıklara giren kişiler (erkekler) saldırgan tecavüz eden kişilerdir;
Tecavüz eden kişi ve tecavüz edilen kişi arasındaki ilişki koca, sevgili, eski koca, akraba her ne olursa olsun uygulanan eylem bir saldırganlık ve tecavüzdür.
Evlilikte Tecavüz Bir Kadının Cinsel Yaşantısını Nasıl Etkiler?
Cinsel isteksizlik vardır. Kadın cinsel isteğini artırmak için çareler arar. Dişini sıkar, kendisini ilişkiye girmeye zorlar. Ama iki kişinin ister zorla, ister isteyerek başladıkları ilişki sırasında keyifleri kısa zamanda azalabilir. Keyifli ve istekli bir cinsel yakınlık sırasında veya cinselliği hatırlatan herhangi bir durumda, zorla yaşadıkları cinsel ilişkilere ilişkin sahneler tekrar tekrar anımsanır.
Basit yakınlık için yapılan değişleri bile cinsel içerikli olarak değerlendirip, şiddetli tepkiler verebilirler.
Sokaktaki adamın tecavüzünü yaşamış olan bir kadın, tecavüzün adını koyabilir. Kimseye söylemese, saklasa bile tecavüze maruz kaldığını bilir. Ama, yuvasında eşinin tecavüzüne tekrar tekrar uğramış olan bir kadın, bir saldırgan ile evli olduğunu ve sokakta tecavüz edilen kadın gibi bir sorun yaşadığını kendi kendine bile tanımlamaz. Kadınlık rolünün alışkanlığı içinde kendisini suçlar ve cinsel yönden eksik bir kadın olarak tanımlar. İstemediği zaman, eşini kırmamak için cinsellik yaşamaya kendini mecbur kılar.
Hangi Erkekler Evde Tecavüz Eder?
Bazı erkekler, hem eşleri hem başka kadınlara tecavüz edebildikleri halde, bir kısım erkekler eşleri dışında hiçbir kadına tecavüz etmemiştir. Evlilik içi tecavüz konusunda çalışmaları olan Diana Russell'a (1990) göre, bu konuda kocalar, farklı gruplara ayrılırlar:
Salt bir saldırı şeklinde cinsel yakınlık tercih eden kocalar,
Hem tecavüz ederek, hem karşılıklı istekle cinsel bulunan kocalar,
Aslında karşılıklı anlaşarak sevişmeyi seven ama karısı isteksiz olunca, veya reddedince tecavüz edebilen kocalar.
Tecavüz etmeyen kocalar.
Güç, denetleme, cinsellik, sadizm, öfke; hangi motif ön planda olursa olsun tecavüz eden kocaların sahip olduğu ortak bazı özellikler olduğu görülmektedir. Groth'a (1981) göre, yaşanan sahiplik ilişkisinde cinsel yakınlıklar çiftin biçiminde yaşanır. Başka bir deyişle, tecavüzde bir muhabbetin paylaşılması söz konusu değildir, duygular paylaşılmaz. Bu kopukluk salt iki kişi arasında yaşanmaz. Saldırgan aynı zamanda kendi duygularından, sıcaklığından da kopuk bir cinsellik yaşar. Saldırgan kocalar iletişim kurma, duygularını tanıma ve ifade etme güçlüğü içindedirler. Bir şeye kızınca, hayal kırıklığına uğrayınca bunu bildikleri tek yol olan cinsel-saldırganlıkla ifade ederler. Dahası, bu yöntemi her türlü evlilik sorunu için, bir çözüm olarak görülür.
Sonuçta, tecavüz eden kocalar cinsel saldırganlıklarını çok insani, kadınların çok tanıdığı bazı duygu ve gereksinimlerini karşılamak amacı ile gerçekleştirir.
Düşmanlığının ifadesi: "Senden bu şekilde öfkemi aldım";
Güvensizliğini giderebilmek, kendini daha çok beğenebilmek için: "Kendimi erkek hissediyorum, kendimi başarılı hissediyorum";
Kötü duygu ve düşüncelerden kurtulabilmek: gerilimi azaltmak, dırdırı engellemek, yalnızlığını gidermek;
Bir türlü karşılayamadığı duygusal gereksinimlerini karşılayabilmek: "Bir yakınlığa ihtiyacım vardı, kendimi kabul edilmiş, sevilen biri olarak gördüm".
Ama geçici olarak bu amaçlarına yaklaşmış olsalar bile, yetersizlik, güvensizlik, duygusal yakınlığı yaşama gereksinimleri karşılanmadığı için, yeniden yeniden tecavüz eder dururlar. Evlilikte Tecavüz Durdurulabilir mi? Nasıl Son Bulur?
Kocanızla istemediğiniz halde, size fizik güç kullanarak zorladığında veya "kavga çıkmasın, dışarı gitmesin" diye zorla dişinizi sıkıp sevişmek zorunda kaldığınızda, eşinize, dostunuza, ailenize danışıp, öğüt istediniz mi? Onlar size ne dedi, ne gibi çareler önerdi? Duyuyor gibiyim: "Sen sık dişini otur, yaşlanır, durulur, erkeğini dışarı yollama, nihayetinde o senin kocandır" filan demişlerdir. Siz de kendi kendinizi; "Bende bir şey var, kadınlığım eksik" gibi nedenlerle sorumlu, hatta suçlu bulmuş olmalısınız. Ama suçlanmayın, eksiklik hissetmeyin. Evli veya bekar kadın, erkek, çoçuk her bireyin bedeni ve cinselliği ve bunların kullanım hakkı kendine aittir.
Fizik, duygusal, cinsel şiddetin yer aldığı bir ilişkide tecavüz eden, saldırgan kişiler bu durumdan yakınmaz ve hayati bir zorunluluk dayatmadıkça değişmek için ciddi bir çaba göstermez. Çok kez, eşin terketmesi, hapishaneye girmek veya bunlara yakın bıçağın kemiğe dayandığı durumlar, saldırganları değişmeye zorlayabilir. Dolayısıyla, haksız gibi görünse bile yuvadaki cinsel şiddeti, tecavüzleri, saldırganlığı durdurma öncülüğü ve sorumlululuğu da mağdura aittir. Şiddet mağduru olan bir kadının bu inisiyatifi alması ve sürdürmesi, zahmetli ve iniş çıkışları olan bir süreçten geçmesi kaçınılmazdır. Bu, başka bir yazı konusu (bu kitaptaki "Kadınların Şidetten Kendilerini Koruması Neden Zor" yazısına bakın). Ama diyelim ki, karısına tecavüz etmeyi alışkanlık haline getirmiş bir erkek, artık farklı bir cinsellik yaşamak istiyor. Bu, nasıl gerçekleşebilir?
Evde Karısına Tecavüz Eden Bir Koca Değişmek İsterse Neler Yapabilir?
İlk adım, karınıza yaptıklarınızın adını koymakla başlar. Yaşananın cinsellik değil, saldırganlık olduğunu inkar etmeyin. Ne olduğunuzu tanımakta, kendinize açık olun.
Geçmişte karınıza cinsel olarak saldırmışsanız, kontrol etmezseniz yeniden yapma olasılığınız çok yüksek demektir. Geçmişi değiştiremezsiniz ama geleceği denetleyebilirsiniz. Şimdi davranışlarınızı ve düşünüş biçiminizi değiştirmeniz mümkün. İşe isterseniz önce sert, saldırgan davranışlarınızın bir çetelesini tuturak başlayın. Onu ne sıklıkta zorluyorsunuz, tehdit ediyorsunuz, bir şeyler fırlatıyorsunuz, eşyalarına zarar veriyorsunuz, sokağa çıkmasını, para harcamasını, giyinmesini sınırlıyorsunuz? Siz de farkettiniz galiba, liste çok kalabalıkmış meğerse.
Bunu tek başınıza yapmanız çok zor, profesyonel bir yardım almalısınız. Profesyonel destek işinizi kolaylaştıracaktır. Psikolojik danışmanlık veya tedavide size kendinizi Kontrol etme becerilerini öğretebilirler. Bu okuldan mezun olmak zaman alacak. Alışmadıklarınızı yapacaksınız. Kendi duygularınıza kulak kabartacaksınız. Davranışlarınızın başkalarında, karınızda yarattıklarını tanıyacaksınız ve bunların değiştirmeye çabalayacaksınız. Sihirli bir ilaç gibi, bir seferde etkileyen özel bir teknik yok. Düşünme ve uygulamaya yönelik pek çok ev ödevi var. Siz bu işe başladınız diye, eşinizin bir günde size inanmasını ve güvenmesini beklemeyin hemen. Saldırganlık eğilimlerinizin ne zaman, hangi koşullarda çıktığını gözlemeye çalışın. Bu tür davranışlara götüren duygu ve diğer öncü işaretli tanımaya çalışın. Kendinizi ne kadar tanırsanız, kendinizi denetleme şansınız o denli artabilecektir.
Yine bu süreçte önemli bir başka uğraşınız, yaptıklarınızın karınıza yaşattığı olumsuzlukları, ona verdiğiniz acıları tanımak. Sizin tedaviye başlamış olmanız iyi bir adım, ama uzun soluklu bir uğraş içindesiniz. Zorlama insanda fizik, duygusal, cinsel etkiler yaratır. Daha açıkçası, yaşananlar belirli sorunlara neden olmuştur. Cinsel ilişkiye zorlanan bir kişinin, daha sonra çok kez cinsel keyfi etkilenir. Cinselisteği azaldığı gibi, istek duyduğunda geçmiş olayların anımsanması cinsel keyif almamasına neden olur veya şiddetli bir korku, panik yaşayabilir. Karınız bu olayları evinizde, yatağınızda yaşamıştır. Bu mekanlarda sizin yanınızda kendini rahat, gevşek ve eminiyette hissetmesi çok zor gerçekleşecek. Kısa zamanda bu güveni duyması olanaksız. Ancak uzun bir zaman, kararlı ve tutarlı olarak, şiddet içeren davranışlarınız gözlenmezse, karınız, sizin yanınızda kendini gevşek ve rahat hissedebilir. Onun kendi içindeki karışık ve size yönelik olumsuz duygularını halletmeden bunların gerçekleşmesi zor. Ama sebat ederseniz belki bir gün size güvenebilir, hatta cinsel isteği bile uyanabilir. Siz, bir daha onun isteği dışında zorla bir yaklaşımda bulunmamaya karar vermiş olsanız bile bu vaatlere kolay kolay inanamayacaktır.
Tedavi süresince ilişkin bir konuyu daha tanıtmak isterim. Bu süreçte kendi geçmişinize doğru da yolculuk edeceksiniz. Sert, saldırgan davranışlarınız nasıl ve ne zaman başladı? Size yönelik bu tür muameleler yaşadınız mı? Önemli konulardan biri: saldırgan, zorlayıcı davranış ve tutumlarınız size kendinizi nasıl hissettiriyor? Kendinizi daha çok erkek olarak mı görüyorsunuz? Eşinizle cinselliği konuşma ve kendizini ifade etme yollarını biliyor musunuz? Eve, işinize, eşinize, kendinize ait konuları açık ifade etmesini biliyor musunuz?
Bunların yanıtlarını bulmak ve eşinizle iletişimi geliştirmek ve keyifli bir cinsellik yaşamak; bunlar da mutlu sonla elde edilecekler.

Evlilikte Tecavüz ve Kadın Hakları
Her kadının kendi bedenini konrol etme, cinsel bir yayınlık yaşama, çocuk sahibi olma veya doğum kontrolüne karar verme hakkı var. Kocası dahil hiç kimse, bir kadını fizik veya duygusal zor kullanarak veya bunlarla tehdit ederek cinsel ilişkiye mecbur edemez.
Evli olmak bir kadının istemediği zaman sevişmeme hakkını ortadan kaldıramaz.
Evli olmak kocanın mülkü olmak demek değildir.
Eşler arasında cinsel konularda bir uyumsuzluk olduğunda bu konuyu konuşarak, gerekirse profesyonel bir danışmanlık alarak değiştirmek mümkün olabilir. Bir anlaşma olmazsa ayrılabilirler. Evlilikte tecavüz, cinsel uyumsuzluğa çözemez. Tecavüz, kocanın karısını cezalandırması veya onu aşağılamasıdır.
Şahika YÜKSEL
KADINA YÖNELİK ŞİDDET-EVDEKİ TERÖR
MOR ÇATI KADIN SIĞINAĞI VAKFI
CİNSEL ŞİDDETE EĞİLİMLİ ERKEKLER
"Normal" olarak tanıdığımız veya adlandırdığımız erkeklerin cinsel şiddete ve tecavüze başvurmaları kanıtlanmıştır. Fakat bazı özellikleri taşıyan erkeklerin, bu tarz davranışlarda bulunmaları daha fazla olanak taşımaktadır.
Aşağıdaki özellikleri gösteren erkeklere dikkat edilmesinde fayda vardır.
Sizi dinlemeyen, sizin dediklerinizi kaale almayan, sizin söylediklerinizi duymadıklarını iddia eden erkekler. Bu tarz davranan erkeklerin kadınlara saygısı yoktur.
Herkesin etrafında görünmeyen bir baloncuk vardır. Bu sizin kişisel sınırınızı tayin eder. Bu sınırın içerisine biri girdiğinde rahatsızlık hissedersiniz. Yani bu kişi size çok yakın yaklaşmış olur ve bu yüzden husursuz olursunuz. Bu kişisel sınırınızı ihlal eden, yani size sürekli çok yakın duran erkekler.
Kadınlara karşı kızgınlık ve agresif sözler sarfeden erkekler. Bu agresif duygular çok kolay bir şekilde şiddetli davranmaya dönebilir. Bu tarz erkekler genelde kadınlar "hayır" dediklerini anda çok agresif olurlar.
Sizin ne istediğinizi bilmesine rağmen sadece kendi istekleri doğrultusunda hareket eden erkekler. Bu tarz erkekler genelde evdeki tüm kararları kendileri alıp bir de sizin nereye gidip gidemiyeceğine karar vermekten hoşlanırlar. Seks yapma konusunda da kararın kendilerinde olmalarını isterler. Sizin isteyip istememeniz önemli değildir. Zaten çoğu evlilik içi tecavüzler bundan kaynaklanmaktadır.
Seks konusunda karşılık vermediğiniz zamanlarda size suçluluk duygusunu hissettirmeye çalışan ve haksız yere size bu konuda sözlü hakaret eden erkekler.
Aşırı derecede kıskanç veya sahiplenme duygusu olan erkekler.
Kadınlar konusunda doğru olmayan veya gerçek dışı olan düşünce/fikirlere sahip olan erkekler. Örneğin, kadınlar erkeklere hizmet etmek için yaratılmıştır gibi.
CİNSEL TACİZE HAYIR
11-12 Şubat 1989'da Ankara'da yapılan 1. Feminist Kongre'de (Feminist Haftasonu) alınan kararlardan bir tanesi de ülke çapında "Bedenimiz Bizimdir, Cinsel Tacize Hayır Kampanyası"nın başlatılması kararı oldu.
Türkiye'nin değişik illerinden kadınların destek verdiği kampanya çerçevesinde, Ankara'da 14-28 Ekim 1989 tarihleri arasında, Kuğulu Park'ta ve Sakarya Caddesi'nde kampanya sloganlarının yazılı olduğu rozetler dağıtıldı, Kızılırmak Sineması'nda bir panel düzenlendi, Gençlik Parkı Kapalı Tiyatro Salonu'nda tanıklıkların konuşulduğu, sadece kadınlara açık bir toplantı düzenlendi.
İstanbul'da ise, cinsel tacize dikkat çekmek için, 2 Kasım 1989 sabahı vapurda yapılan bir basın açıklamasının ardından, kadınlara mor iğne satışına başlandı. Türkiye'de yaşayan şehirli kadınların, erkek tacizine karşı geleneksel karşı koyuş biçimlerinden hareketle şekillenen Mor İğne eyleminin, kampanyanın en özgün ve en ilgi çekici eylemi olması daha sonra tüm kampanyanın Mor İğne Kampanyası adıyla anılmasına neden oldu.
İzmir'de de 29 Kasım 1989'da, İzmir Kadın Platformu, bir gece yürüyüşü ve "Sarkıntılığa Hayır Sergisi" gibi etkinlikler düzenledi. Kemeraltı'nda sarkıntılık eden erkeklere karşı kullanılmak üzere iğne dağıtıldı.
"Şimdi size, harika bir ürün tanıtmak istiyorum. Elimde gördüğünüz bu iğne, paslanmaz çelikten olup, nikel-krom alaşımlı olup, 7 cm. uzunluğundadır. Üzerinde bulunan mor kurdele, tüm giysilerinizle birlikte kullanabileceğiniz bir aksesuar görünümündedir. Bu şık aksesuarın aynı zamanda size sarkıntılık edenlere karşı savunmanızda bir araç olduğunu şimdi size göstereceğiz. Hareket şu... Hiç acımadan batırın, korkmanıza gerek yok, tetanoz yapmaz. Bu iğne, MOR İĞNE Kampanyası'nın bir ürünüdür. Kampanya grubumuz kadınlardan meydana gelmiş olup, elle, sözle, gözle yapılan sarkıntılığa karşı etkin ve kalıcı önlemler geliştirmeyi amaçlamaktadır. Sarkıntılığa karşı çıkmak isteyen bütün kadınları, MOR İĞNE Kampanyası'na katılmaya çağırıyoruz." (2 Kasım 1989 günü Kadiköy-Karaköy Vapuru'nda mor iğne satan kadınların MOR İĞNE KAMPANYASI'nı tanıtım sözlerinden.) Kaynak
2000 Ajandası
Kadın Eserleri Kütüphanesi
ÇOCUKLARA YAPILAN CİNSEL TACİZ
Sadece Amerika'da her sene kayıtlara geçen 80,000 çocuk tacizi olayı vardır. Yapılan açıklamalara göre bu konuda rapor edilmeyenlerin sayısı rapor edilenlerden daha fazla. Sorunun tanımlanması, çocuk tacizinin durdurulması ve tacize uğrayan çocukların profesyonel yardım görmesi gerekmektedir. Çocuklara cinsel tacizin uzun vadedeki hem duygusal hem de psikolojik etkeni küçümsenmeyecek derecededir.
Çocuk cinsel tacizi bir çok kişi tarafından yapılabilinir; anne, baba, üvey anne, üvey baba, kardeş, akraba, öğretmen, komşu veya herhangi bir yabancı kişi. Bir çocuk cinsel tacize uğradığında çocukta çoğu zaman rahatsız edici duygular, düşünceler veya davranışlar gelişebilir.
Hiç bir çocuk cinsel tacizle başa çıkabilmek üzere psikolojik açıdan hazır olamaz. İki üç yaşındaki çocuk bile, her ne kadar böyle bir olayın yanlış olduğunu bilmese bile, ilerki yaşlarında yaşadığı bu olaydan dolayı olumsuz bir şekilde etkilenecektir.
Beş yaş ve beş yaşın üstündeki çocuklarda, taciz uygulayan kişiyi tanıyorlarsa bir karmaşa yaşamaları normaldir; bu tarz cinselliğin yanlış olduğunu bilmelerine rağmen, cinsel tacizi uygulayan kişiye olan sevgi ve bağımlılıklarından dolayı cinsel tacizi kimseye anlatmazlar. Eğer çocuk cinsellikten kaçmaya çalıştığında, tacizci genelde çocuğu ya şiddet ya da artık onu sevmeyeceği gibi yaklaşımla tehdit eder. Tacizci aile içinden birisi ise çocuk diğer aile fertlerinin kızacağını, onunla utanç duyacağını düşünür ve hatta bu olayın duyulması durumda ailenin parçalanacağını bile düşünür. Bu tarz düşünceler ve duygular da çocuğun cinsel tacize katlanmasına neden olur.
Cinsel tacize uğrayan çocuklarda genelde bazı ortak karakteristikler oluşur; özsaygıları düşük, hiç bir işe yaramama duygusu, seks konusunda tuhaf düşüncelerin oluşması, içine kapanık ve yetişkin insanlara fazla güvenmemek gibi. Hatta bazı çocularda intihara teşebbüs bile olabilir.
Cinsel tacizi uğrayan bazı çocuklarda başkalarınla iletişim kurarken sadece cinsellik üzereni kurabiliyorlar yeni ilişkilerini. Bu tarz çocuklar, yetişkin olduklarında genelde ya çocuklara cinsel taciz uyguluyorlar ya da para kazanmak için cinselliklerini kullanıyorlar.
Çoğu zaman cinsel tacizin fiziksel belirtileri yoktur. Ancak bazı durumlarda doktorlar tarafından muayenede bir takım belirtiler bulunabilir.
Cinsel tacize uğramış çocuklarda aşağıdaki bahsedilenler ortaya çıkabilir:
Cinsellik veya seks konularına anormal ilgi gösterme veya tamamen ilgisiz kalma.
Uyku sorunları veya kabus görme.
Depresyon veya aile fertlerinden/arkadaşlarından uzaklaşma. Vücutlarının kirli olduğu veya cinsel organları bölgesinde bir sorun olduğu gibi komentlerde bulunma.
Okula gitmeyi istememe.
Normalin dışında yaramazlık yapma / söz dinlememe.
Yaptığı çizimlerde, oynadığı oyunlarda cinzel tacizi andıran resimler/oyunlar.
Anormal bir şekilde agresif olma.
Cinsel tacize uğramış çocuklar ancak kendilerini güvencede hissettiklerinde başlarından geçen olayları anlatırlar. Eğer çocuğunuz size bu konuda birşey söylerse, söylediklerini sakin bir şekilde dinleyin. Dinledikten sonra da çocuğunuza bu olayların onun suçu olmadığını vurgulayın. Derhal tıbbi ve psikolojik profesyonel yardım almaya çalışın.
Ebeveyinler çocuklarının cinsel tacize uğrama riskini veya eğer uğrarlarsa bunun çocuğu olan etkisini azaltmak için şunları uygulamalıdırlar:
Çocuğunuza şunu söylemelisiniz; "eğer senin vücuduna biri dokunmaya çalışırsa o kişiye hayır de ve gelip hemen bana söyle lütfen." Ayrıca, çocuklarınıza büyüklerini karşı saygılı olmaları gerektiğini vurgularken, büyüklerin her dediğini yap anlamına gelmediğini de vurgulamalısınız. Örneğin çocuğunuza kesinlikle şu cümleyi söylemeyin; "Öğretmeninin veya bakıcının her dediğini yapmalısın."
Cinsel tacize uğramış çocuklar ve aile fertleri derhal profesyonel açıdan yardım almaları gerekmektedir. Çocuk veya ergenlik çağındaki gençler üzerine uzman psikiyatristler, tedavi ile cinsel taciz sonucu meydana çıkabilecek olumsuz etkileri ortadan kaldırabilirler. Bu da çocukların erişkin yaşlarında doğabilecek sorunları ortadan kaldıracaktır.


UYARI:Bu sayfadaki metin sadece bilgilendirme içindir. Hiçbir zaman kendikendine tanı ve tedavi amacını taşımaz. Herhangibir sağlık probleminiz varsa mutlaka Doktorunuza danışmanız gereklidir.

Hiç yorum yok: